Beklenmedik olaylar incelendiğinde, yaşam ile ölüm arasındaki o incecik farkı yaratanların hayatta kaldığı görülmektedir. Ani olaylar karşısında insanların büyük bir kısmı donup kalkmakta ve gerekli reaksiyonu gösterememektedirler.

ETLER: Doğada yaşayan hayvanlardan sadece böcekler yenmez bunun haricindeki bütün hayvanlar yenilebilir. Etler tütsüleyerek veya kurutularak daha uzun süre bozulmadan muhafaza edebilirsiniz, vahşi hayvan saldırısı içinde ateş caydırıcı bir unsurdur.

YILANLAR: Kafa ve kuyruk kısımlarından birer karış kesildikten sonra kalan kısım derisi yüzülerek diğer etler gibi pişirilerek yenilir.

KABLUMBAĞA: Kaplumbağaların kafası ön kolu ile arka ayağının birisi kesilir. Kesilmeyen arka ayağından yüksek bir yere asılarak iki saat kadar içerisindeki kanın süzülmesi beklenir. Kan süzüldükten sonra kabuğuyla birlikte ateşe gömülür bir saat kadar kaldıktan sonra kabukları kırılarak pişen et yenir.

MANTARLAR:  Genellikle pastel renkli üzerinde toz tabası bulunan ince saplı mantarlar zehirlidir. Bunların yerine sapı kalın, hoş kokulu, mat renkli ve içerisinde kurt yaşayan mantarlar güvenle yenilebilir.

BİTKİLER:  Bilinen bitkiler yenilmelidir. Eğer bitkinin zehirli olup olmadığı bilinmiyorsa: üzerinde ayva tüyleri olmayan, kökünde yumru meyveleri bulunmayan, ince yaprakları olmayan, yaprakları kopartıldığında sütü çıkmayan bitkiler yenilmelidir. Bu bitkiler yenilirken önce vucudumuzum yumuşak derili bir bölgesine sürülmeli eğer kaşıntı ve kızarıklık yoksa dudaklara sürülmeli bir miktar beklenmeli yine tepki yoksa bir miktar ağızda çiğnemeli yine olumsuz bir tepki yoksa, az miktarda bitki yutulmalı eğer midede bir rahatsızlık yaratmazsa biraz daha bekledikten sonra bitki yenilmelidir.

İçeceğiniz su mikroplu diye kuşku duymanız halinde bu suyu ateş sayesinde kaynatıp mikroplardan arındırabilir, içerisinde canlı yaşayan sular güvenle içilebilir

Beklenmedik olaylar incelendiğinde, yaşam ile ölüm arasındaki o incecik farkı yaratanların hayatta kaldığı görülmektedir. Ani olaylar karşısında insanların büyük bir kısmı donup kalkmakta ve gerekli reaksiyonu gösterememektedirler. Günümüzün modern yaşamında insanlar sürekli hareket halindedirler. Çeşitli vasıtalarla seyahat etmek normal bir yaşam haline gelmiştir. Yaşam süprizlerle doludur. Hayatta beklenmedik bir anda ve değişik bir ortamda yaşamamızı kurtarmak zorunda kalabiliriz. Bu an geldiğinde hazır olanlar yaşamını kurtarabilirler. Hayatta kalmanın en önemli kuralları; Paniğe kapılmamak, Olayları hızlı ve serinkanlı değerlendirmek, Yaşama azmine ve morale sahip olmak, İlk zorlukta pes etmemek, Ve en önemlisi o an için gerekli bilgi ve beceriye sahip olmaktır.
Olabilecek her olay için hayatta kalma tekniği öğrenmek pratik olarak mümkün değildir. Buradaki amaç, temel prensipleri öğrenerek bunları farklı olaylara uyarlamak olacaktır. Hayatta kalmak için çekilen acının, sürdürülen yaşam kalitesinin ve harcanan zamanın önemi yoktur. Önemli olan yaşamı sürdürmektir. Yaşam mücadelesinde düşmanlarımız sırasıyla şunlardır.

SOĞUK: Yaşam mücadelesinde düşünme ve hareket yeteneğimizi kısıtlayan ve kan akışını azaltarak uykuya yol açan çok tehlikeli ve ölümcül düşmandır.
SUSUZLUK: Susuzlukta aynı soğuk gibi düsünme yeteneğimizi kısıtlar. Mücadelemizi yok eder. Su kısıtlı olduğunda gıda kesilmelidir.Sindirim gerekli suyun vücudtan kaybına yol açar.
AÇLIK: Kilo kaybına,zayıflığa,baş dönmesine ve idrak kaybına neden olur. Soğunun ve susuzluğun etkilerini artırır.
YORGUNLUK: Uyuşukluğa ve dışa dönük zihinsel zayıflığa neden olur. İnsanı ümitsizliğe iter. Dinlenme yaşam mücadelesindeki kişi için çok önemlidir.
İÇ SIKINTISI: Gerginlik ve depresyon hissi ve ilgi yokluğuna neden olur. Kişi iç sıkıntısını yenmek için bir amaç edinmelidir.
YANLIZLIK: Bu duygu insanı umutsuz ve yardıma muhtaç hale getirebilir. Bunu yenmek için birşeylerle kendini oyalamalıdır.
HÜSRAN: Pozitif enerjinizi ve amacınızı aksi yöne çevirebilir. Bu duygunun oluşmaması için gerçekçi olmayan amaç peşinde koşmamak gerekir.

 

Kaynak: http://aslankemalaslan.tr.gg