Bitkisel Yiyecekler

Hayatta kalabilmede ilk temin edilecek ihtiyaç su ihtiyacıdır. Sudan sonra en acil ihtiyaç yiyecek ihtiyacıdır. Eğer suyunuz varsa besinsiz üç dört hafta yaşayabilirsiniz. Bundan dolayı hayatta kalabilme durumunda her zaman yabani yiyecekler aranmalı ve mümkün olduğu kadar toprak üzerindekilerle yaşamaya gayret edilmelidir. Bitkisel yiyecekler, hayvansal yiyeceklerle beraber hayatta kalabilmede besin kaynaklarını oluşturur. Yeryüzünde uzmanların tahminine göre ortalama 300.000 çeşit bitki türünün yetiştiği bunlardan 120.000 çeşidinin yenilebileceği söylenmektedir. Tek başımıza kaldığımız bölgede nelerin nasıl yeneceğini bilmemiz gerekir. Onun için yenilebilir bitkisel besinleri çok iyi tanımak gerekir. Bitkisel besinler, insana dengeli bir gıda temin etmese de insanın ayakta kalmasını sağlar. Vücudun ana ihtiyaç maddeleri olan ve ona enerji ve kalori veren karbonhidratları ve proteinleri ihtiva ederler. Üstelik hayvansal besinlere nazaran daha kolay ve rahat temin edilir.

Doğada Yalnız Kalındığında Alınması Gereken Tedbirler:

• Yiyecek ve su miktarını tespit edin.
• Yalnız kalacağınız süreyi tahmin edin.
• Mevcut yiyeceğinizin 2/3’sini yalnız kalacağınız sürenin ilk yarısında, 1/3’nide kalacağınız sürenin ikinci yarısında yiyecek şekilde bölün.
• Yapacağınız hareket ve faaliyetleri en az enerji sarfı ile yapmaya çalışın.
• Muntazam yemek yiyin.
• Eğer yabani yiyecek bulursanız bir öğün sıcak yemek yemeyi planlayın.
• En iyi yiyecekler şeker ve meyve gibi karbonhidrat bakımından zengin yiyeceklerdir.
• Daima yabani yiyecek arayın, imkan oldukça tabiattan geçinin.

Bitkilerin Yenilmesiyle İlgili Genel Kurallar :

Yenilebilir 120.000 çeşit bitki olmasına rağmen bunların ancak bir kısmı tümüyle yenilebilir cinstendir. Karşılaştığınız birçok bitkilerin yenilebilecek veya susuzluğu giderebilecek birkaç kısmı vardır. Yetiştiği bölgelerde oldukça çok bulunan genellikle kabuklu veya kabuksuz olarak meyvesi olan bitkiler yemek için seçilmelidir. Ancak yemeden önce şu kaidelerin bilinmesi gerekir.
• Hiçbir mantar çeşidi yiyecek olarak seçilmemelidir.
• Şemsiye biçiminde çiçeği olan bütün bitkilerden sakınılmalıdır.
• Genel bir kaide olarak bütün çiçek soğanlarından sakınılmalıdır.
• Parlak yapraklı bitkiler zehirlidir.
• Sütlü öz suyu olan bitkiler zehirlidir.
• Bir dal üzerinde tek meyveler genelde yemek için emindir.
• Deriye sürüldüğünde tahriş eden bitkiler yenmemelidir.
• Ekim yapılan bölgelerden toplanan bütün bitkiler yıkanıp yenilmelidir.
• Tanımadığınız bir bitkiyi yemek için yenilebilirlik testi uygulanmalıdır.
• Mide boşken çok miktarda bitkisel yiyecek yemenin ishal veya şiddetli karın ağrılarına yol açacağını unutulmamalıdır. (Yeşil elma, taze böğürtlen)

Yenilebilirlik Testi :

• Bitkiyi yaprak, sap, kök, tomurcuk ve çiçek gibi ana elemanlarına ayırın.
• Bitkiyi koklayarak asit ve keskin kokusu olup olmadığını tespit edin.
• Teste tabi tutacağınız bitkiden dirsek ve bileğin iç kısmına bir parça temas ettirin, 15 dakika süre zarfında bir reaksiyon yoksa (kaşıntı, acıma) teste devam edin.
• Bitkiden bir parça alarak yenecek duruma getirin ve dudak veya dilinize değdirin.
• Eğer 3 dakika içerisinde dudak veya dilde bir reaksiyon yoksa bitkiyi dilinizin üzerinde 15 dakika tutun.
• Eğer reaksiyon yoksa küçük bir lokmayı çiğneyin ve ağzınızda 15 dakika bekletin SAKIN YUTMAYIN!
• 15 dakika içerisinde yanma, kaşınma, acıma hissedilmezse çiğnediğinizi yutun.
• Yuttuktan sonra 8 saat bekleyin. Eğer rahatsızlık görülürse yuttuklarınızı çıkarın ve bol su için.
• Eğer 8 saat sonunda reaksiyon yoksa bitkiden iki yemek kaşığı yiyin ve 8 saat daha bekleyin.
• Bu 8 saat sonunda bulantı, kramp, ishal ve rahatsız edici bir belirti yoksa bu bitki yenilebilir.

Bitkilerin Yenilebilen Kısımları :

Kökler:

a-) Yumruları: Bütün yumrular toprak altında bulunurlar. Kazılarak topraktan çıkarılması gerekir. Yabani patates, yer elması, mühr-ü süleyman yumrulara örnektir.

b-) Kök ve Kök Gövdeleri: Bitkilerin bu kısımları zengin nişasta depolarıdır. Kökler genellikle 40-50 cm. uzunluğunda olup yumrular gibi şişkin değildirler. Çobandüdüğü, ayrık otu, su kamışı bu guruba örnektir.

c-) Soğanları: Bütün soğan kökleri yüksek derecede nişasta ihtiva ederler. Yaban soğanı hariç pişirildiklerinde daha lezzetli olurlar. Bu guruba örnek olarak yabani soğan, yabani lale ve yabani sarımsak, verilebilir.

Filizler ve Saplar: Yenilebilen filizlerin büyümesi kuş konmaza benzer. Eğrelti otu ve bambunun genç filizleri mükemmel besin kaynağıdırlar. Her ne kadar filizlerin bazıları çiğ olarak yenilse de bazı filizler 10 dakika haşlanıp suyu süzülür, tekrar kaynatılır ve yumuşak hale geldiğinde yenir. Yabani kabak, bambu kamışı, eğrelti otu filizleri yenilebilir bitki türlerindendir.

Yapraklar: Yaprakları yenen bitkiler kuzukulağı, eğrelti otu, madımak, kadıntuzluğu, yelmik gibi bitkilerdir.

Çiçek Kısımlar: Taze çiçekler salataya doğranmak suretiyle veya haşlanmış diğer yiyeceklere karıştırmak suretiyle yenilebilir.

Meyveler: Yenilebilen meyveler; tatlı meyveler, sebzeler veya tatsız meyveler diye iki gruba ayrılır. Bunların her ikisi de meyvenin tohum taşıyan kısımlarından ibarettir.

Zamk ve Reçineler: Bitki özsuları bitkinin dışına akıp, sert bir birikinti halinde, kalın ve suda yumuşayıp erirse sakız; sertse ve suda erimezse reçine adını alır. Bitkilerin bu tali ürünleri yenilebilen ve ihmal edilmemesi gereken çok besleyici bir gıda kaynağıdır.

Bitki Özleri: Asmalar ve hurma ağacı gibi bitkilerin bazı kısımları ezilmek suretiyle içme suyu veya hararet giderici olarak kullanılabilir.

Yenilebilir Yabani Bitkiler :

Sebzelar:

a) Beyaz Hardal: 60 cm. boyunda, tüylü kökleri, soluk sarı renkli çiçekleri olan, kıraç topraklarda yetişen bir bitkidir. Taze yaprak ve çiçekleri çiğ olarak yenir.
 
b) Çoban Çantası: 60 cm boyunda gül şeklinde lopları, mızrak şeklinde yaprakları olan bir bitkidir. Başak şeklinde beyaz çiçekleri vardır. Kıraç ve çorak arazide bulunur. Yaprakları kaynatılarak yenir.

c) Çuha Çiçeği: Otlak ve gölgelik yerlerde yetişir. Gül şeklinde kırışık yaprakları, uzun saplı gövdesi, sarı ve pembemsi çiçekleri olan ve taze yaprakları yenilen bir bitkidir.

 

d) Kara Hindiba: Yaprakları mızrak şeklinde uzun ve derin dişli sarıçiçekli bir ottur. Genç sürgünleri çiğ olarak salata yerine, büyük yaprakları pişirilerek sebze olarak yenir. Çayır ve yol kenarlarında çok rastlanır.
e) Hindiba (Radika): Mavi çiçekli, uzun yaprakları olan 50-100 cm. yüksekliğinde bir bitkidir. Taze yaprakları kaynatılarak salata olarak, kökleri kaynatılıp sebze olarak yenilebilir.

f) Kuzu Kulağı: Yaprakları ok biçiminde ve 50-100 cm. kadar boyu olan bir ottur. Küçük, kırmızımsı yeşil çiçekleri vardır. Ekşi bir tadı olup yaprakları çiğ olarak yenir veya ıspanak gibi pişirilebilir.
g) Kara Buğday: Otlak ve ılıman yerlerde yetişen, 60 cm. boyunda ve gövdesi kırmızı olan bir bitkidir. Küçük pembe ve beyaz çiçek salkımları vardır.
h) Kıvrık Kuzu Kulağı: Uzun ve dalgalı kenarlı yaprakları olan, halka şeklinde dizilmiş yeşilimsi çiçekleri bulunan bir bitkidir. Taze yaprakları suyu değiştirilerek kaynatılıp yenir.
 
i) Güzel Kral Henri: 60 cm. boyunda, yeşil üçgen yapraklı, küçük yeşilimsi çiçek salkımları olan, çorak topraklarda yetişen bir bitkidir. Yaprakları ve genç filizleri çiğ olarak yenir.
j) Şişman Tavuk: 1 m. boylarında kırmızı gövdeli, mızrak şekline dönüşen yaprakları ve yeşilimsi çiçek salkımları olan bir bitkidir. Kurak topraklarda yetişir. Yaprakları ıspanak gibi pişirilir.

k) Kuş Otu: Dağınık yayvan bir vaziyette, 30 cm. yüksekliğinde, ana gövde üzerinde çizgi halinde tüyleri olan, sivri uçlu yaprakları ve küçük beyaz beş yapraklı çiçekleri olan bitkidir. Çorak topraklarda bol bulunur. Lezzetli, taze yaprakları kaynatılarak yenir.

l) Su Teresi: Çoğunlukla tatlı su kenarlarında bulunur. Sürüngen bir bitkidir. Karşılıklı çift büyüyen parlak yaprakları ve küçük beyaz dört yapraklı çiçekleri vardır. Yaprakları ve kökleri çiğ olarak yenir.
m) Yakı Otu: Seyrek ormanlarda, kayalık ve çorak arazide bulunan, 1.5 m. boyunda, mızrak şeklinde yaprakları olan bir bitkidir. Parlak pembemsi çiçek salkımları vardır. Taze yaprakları, çiçekleri ve gövdesi çiğ olarak ya da kaynatılarak yenir
n) Ballı Baba: Isırgana benzer, fakat ondan daha küçük, kalp şeklinde yaprakları olan ve batıcı tüyleri bulunmayan, beyaz ya da pembemsi-mor çiçekli bitkidir. Taze yaprakları haşlanarak yenir.
o) Isırgan: Yaprakları testere dişli ve üzeri yakıcı tüylerle örtülüdür. Taze yaprakları salata olarak yenilebilir. Isırgan otu hafif tuzlu suda kaynatıldıktan sonra ıspanak gibi pişirilerek veya gözleme içi olarak yenilebilir.

 

p) Sinir Otu: Uzun mızrak şeklinde yaprakları olan bitki türüdür. Çiçek açmadan önce genç yaprakları çiğ veya pişirilerek yenilir. Çayır, mera, tarla ve yol kenarlarında yetişir.

Meyveler:

a) Yabani Gül Meyvesi (Kuşburnu ): Yağışlı, rutubetli bölgelerde yetişmez. Orman kenarlarında ve tarlalarda yetişir.2-3 m. boyunda, asılı güllere benzeyen parçalı yaprakları bulunan, dikenli dalları bulunan bir bitkidir. Salkım şeklinde kırmızı veya portakal renginde meyvesi vardır. Sonbaharda olgunlaştığında meyvenin etli kısımları yenir. A vitamini açısından zengindir.

b) Böğürtlen (Yabani Ahududu): Yaprakları dikenli 2 m.ye kadar boyu olan bir çalıdır. Çileği andıran ekşimtırak siyah renkli meyveleri yenir. Orman ve dere kenarlarında bol bulunur.

 

c) Ahududu: Yuvarlak ve kenarları dişli birkaç yaprağı olan, bitkinin tepesinde önce pembe sonra kehribar renginde, olgunlaşınca sarı ve çok sulu olan bir bitkidir. Olgunlaşmış meyveleri yenir.

d) Çilek: Kenarları testere dişli ve üç parçalı yaprakları olan beyaz çiçekli bir ottur. Tadı hoş ve lezzetli kırmızı renkli meyveleri yenir. Marmara ve Ege bölgesinde yetişir.

e) Alıç: Parçalı yaprakları olan 2-4 m. boyunda dikenli bir ağaçtır. Küçük kırmız renkli meyveleri yenir. Orman ve fundalıklarda rastlanır.

f) Yabani Elma: Açık ormanlık arazide ve nadiren sık ormanlıklarda yetişir. Adi elmaya benzer, küçük meyveleri olan bir ağaçtır. Çiğ olarak ve pişirilerek meyveleri yenir.
g) Yabani Kiraz (Vişne): 24 m. ye kadar boyu olan kirazımsı bir ağaçtır. Soluk yeşilden kırmızıya doğru yaprakları, parlak kırmızı-kahverengi kabuğu ve beyaz ya da pembe çiçeği vardır. Meyveleri kırmızı veya siyahtır. Meyveleri yenir.
 
h) Çakal Eriği: 4 m. boyunda irice bir çalıdır. Koyu kahverengi dalları, uzun dikenli ve oval yaprakları, beyaz çiçekleri vardır. Ormanlarda ve fundalıklarda yetişir. Küçük mavi-siyah meyveleri çok ekşidir.
i) Çitlembik: Sivri uçlu yaprakları olan 10-20 metre yüksekliğinde bir ağaçtır. Sert ve mor renkte güzel kokulu meyveleri vardır. Akdeniz iklimi olan bölgelerde yetişir.
j) İncir: 6 m’ ye kadar boyu olan el şeklinde yaprakları olan ve her kısmında süt bulunan ağaçtır. Meyveleri sarımtırak yeşil veya siyah kabuklu olup iç kısımları yenir. Ege bölgesinde çok yetişir.
 
k) Döngel (Muşmula): Dikenli dalları uzun yaprakları olan bir ağaçtır. Küçük armudumsu esmer renkli meyveleri yenir.

l) Kuş Kirazı: Testere dişli, yumurta şeklinde yaprakları olan 18 m. boylarında bir ağaçtır. Siyah renkli etli meyveleri yenir. Ormanlarda münferit olarak bulunur.

 m) İdris (Mahlep): 4 m. boyunda yabani vişne ağacıdır. Siyah renkli acı meyveleri yenir.
  
n) Hünnap: Yaprakları derimsi ve yumurta şeklinde olan 5-6 m. boyunda olan ağaçtır. Kırmızı renkli, yumuşak tatlı ve lezzetli olan etli meyveleri yenir. Batı ve Güney Anadolu da rastlanır.
  
o) İğde: Dar mızrak şeklinde kurşuni renkli yaprakları bulunan bir ağaçtır. Uzunca yuvarlak ve kırmızı kabuklu meyvelerin iç kısmı olgunlaşınca yenir.

 Çaylar:

a) Nane: 30-50 cm. boyunda yumurta şeklinde kenarları testere dişli yaprakları bulunan güzel kokulu bir ottur. Yapraklarından acı lezzette, mideye iyi gelen bir çay hazırlanır. Nane su kenarlarında ve nemli yerlerde rastlanır.

b) Kekik: 15cm. ye kadar yükselebilen yatık dallı küçük uzunca yumurta şeklinde yaprakları güzel kokulu bir ottur. Yapraklarından hazırlanan çayın mideye iyi tesiri vardır. Kekiğin bir çok türlerine yurdumuzda bol miktarda rastlanır.

c) Adaçayı: 30-60 cm. yüksekliğinde, boz yapraklı, mavi çiçekli bir ottur. Güzel ıtırlı kokulu yaprakları çay olarak kullanılır. Adaçayının çeşitli türlerine bilhassa güney Anadolu’da rastlanır.
Ziraatı Yapılan Bitkiler: Mahsulü hasat edilmiş sebze ve hububat tarlaları zengin besin kaynağıdır. Buğday, arpa, nohut, fasulye, patlıcan, patates, mısır, pancar, turp, havuç, soğan, marul, pırasa, ıspanak, kavun, karpuz, domates vs. gibi sebze ve meyveler ile hububat ürünleri gerek çiğ olarak, gerekse pişirilerek yenir.

Mecbur kalmadıkça mantar yemeyin!

Deniz Yosunları:

Deniz yosunları kıymetli bir iyot ve C vitamini teşkil ederler. Kendinize besin olarak deniz yosununu seçtiğiniz takdirde uzun süre kumsalda kalmış çürümüş veya deniz üstünde kendi kendine kopmuş olarak yüzen yosunlar olmasın. İnce ve körpe olan çeşitleri bir ateş üzerinde veya güneşte gevrekleşinceye kadar kurutulur. Sonra bunlar ezilerek bulamaç yapılıp yenilebilir.

a) Yeşil Deniz Yosunu: Deniz marulu olarak bilinir. Temiz suda yıkandıktan sonra taze olarak çiğ bahçe marulu gibi yenir.

b) Kahverengi Deniz Yosunları :

I) Şeker Deniz Yosunu: Körpe sağlam tatlıdır. Çiğ olarak yenir

II) Esmer Deniz Algı: Su altında bulunan kaya tabakaları üzerinde ve kayalık diplerde bulunur. Kısa silindir şeklinde bir gövdeye ve 30 cm. den 90 cm. uzunluğuna kadar değişen ince dalgalı, zeytini yeşil veya kahverengi bileşik yapraklara sahiptir. Deniz algısını yemeden önce kaynatın sonra onu sebze veya çorba ile karıştırarak yiyin

III) İrlanda yosunu: Kaynatılarak yenir.

c) Kırmızı Deniz Yosunları:

I) Kırmızı Deniz Otu

II) Mor Renkli Deniz Otu
Bitkisel Yiyeceklerin Yenilebilir Duruma Getirilebilmesi :
Bazı bitkiler veya bitkilerin bazı kısımları çiğ olarak yenebilmesine rağmen bazılarının lezzetli veya yenilebilir hale getirilebilmeleri için pişirilmeleri gerekmektedir.
Bitkisel yiyeceklerin lezzetini artırmak için bazı metotlar uygulanır. Bunlar suya batırma, haşlama, pişirme veya süzmedir.

Yapraklar, Saplar ve Tomurcuklar :

Yumuşayana kadar kaynatılır. Suyunun bir kaç kere değiştirilmesi acılığını yok etmeye yardımcı olur.

Kökler ve Yumru Kökler :
Kaynatılır, pişirilir veya kızartılır. Kaynatma zararlı maddeleri ayırmaya yarar.

Sert Kabuklu Yemişler :
Suda süzmek veya suda bekletmek suretiyle acılık giderilir. Suda haşlayarak lezzeti artırılır.

Çekirdekli Tohumlar:
Lezzetlerini artırmak için kavrulur veya un haline getirilir.

Bitki Özü :
Eğer bitki özü şeker ihtiva ediyor ise içindeki suyu çıkarana kadar kaynatılır.

Meyveler:
Sert ve kalın kabuklu meyveler kavrulur veya haşlanır. Sulu meyveler pişirilir.

Balık Avı Teknikleri
Burada birkaç örneğini verdiğimiz teknikleri sizler doğada o anda bulup yapabileceğiniz materyallerle, yaratıcılığınızı da kullanıp değiştire bilir, burada verilen örnekleri geliştirip farklı malzemeler ve av teknikleri bulabilirsiniz.

Aşağıda verilenlerin haricinde farklı yöntem ve malzemeler var ancak burada bir kaçını örnek olarak veriyorum. Burada değinilmeyen sepet (pinter) vs. gibi balık tuzaklarını amatör balıkçılara yasak yöntemlerden olduğu için örnek teşkil etmemesi için burada paylaşmıyorum.

Fakat hayatı idame durumu söz konusu olduğunda göz ardı edilmemesi gereken yöntemlerden biride sepet benzeri tuzaklar ile avcılıktır.

Diken oltası

1) Üzerinde dikeni olan yaklaşık 2,5 santim uzunluğunda bir böğürtlen dalı parçası kesin. (resim 1)
Dalın etrafına bağlayacağınız ipin kaymaması için oltanın üzerine çakınızı kullanarak çentik açın. (resim 2)

2) Misinanızı açtığınız çentiğin etrafına bağlayın ve defalarca dolayın. (resim 3)
Bitmiş olta bu oltayı yılanbalığı ya da kedibalığı gibi yemi bütün olarak yutan balıklar için kullanmalısınız. Ama yine de bu olta diğer balıkların ağız ya da solungaçlarına da takılabilir. (resim 4)

Çivi oltası ve tüy yem

1) Yalancı yemin mümkün olduğunca gerçek bir ava benzemesi gerekir ki balık yemi ısırsın ve oltayı yutsun. Avlanacağınız sudaki balıkların neler yediğini gözlemleyin ve yalancı yeminizi ona göre yapın. Olta yapmak için bir çiviyi bükerek ucuna misina bağlayabilirsiniz. (resim 1)

2) Oltanın üzerine bir tüy bağlayarak yalancı yem yapabilirsiniz. Balıklar tüyü böceğe benzeterek yakalamaya çalışırlar. Yalancı yemi suyun yüzeyinde kaydırın ve balıkları kandırmak için devamlı suya dalıp çıkmasını sağlayın. (resim 2)

3) Bitmiş yem; oltanın misinaya iyice bağlandığın¬dan emin olu ki balık ısırdığında yalancı yeminizi ve oltanızı kaybetmeyin. (resim 3)

Kuş üzümünden mantar ve iğne olta

1) Mantar yapmak için doğal malzeme kullanabilirsiniz. Kuşüzümü kullanmak için sivri bir sopa ya da dikenle meyveyi delin. (resim 1)
2) Misina ya da ipinizi meyvenin içinden geçirin. Mantar oltanızın en uygun derinlikte durmasını sağlar. (resim 2)
3) Mantarın alt ve üstüne küçük sopalar bağlayıp kaymamasını sağlayın. (resim 3)
4) Oltanızı mantarın altında istenilen mesafeye takın. (resim 4)

Yemler
Yemler suyun yüzeyine yayılabilir, oltaya takılabilir ya da tuzakların içine koyulabilir. Böcekler, kurtçuklar, meyveler, ekmek, çiğ et ve balık parçalan yem olarak işe yarar. Canlı yemin hareketleri balıklara yaralı ve kolay bir avı çağrıştırdığından bol balık çeker. Başarılı yemlemenin püf noktası balıklara normal menülerinden örnekler ikram etmektir.

Bazı yem örnekleri;

Kurtçuklar
Sümüklü böcekler
Havuç
Mısır
Peynir
Hamur işleri
Ekmek

Tuzaklı zıpkın

1) Bu tip balık zıpkını daha çok derin sularda avlanmak içindir. Önce uzun ve sağlam bir dalı temizleyin. (resim 1)
2) Kalın ucunu sivriltin. Sivrilttiğiniz ucu dikkatle ateşe sokarak sertleştirebilirsiniz. Sivri ucun iki yanına tuzağı iple bağlayabileceğiniz yerler yontun. (resim 2)
3) İki keskin sopayı birbiri üzerine kapanacak şekilde zıpkının iki yanına bağlayın. İki sopa üst üste kapandığında, balığın kurtulup kaçamayacağı kadar sıkı olsun. Daha sonra tuzak sopalarının arasına bastırıldığı zaman çıkacak üçüncü bir sopa sıkıştırın. (resim 3)

 Dikenli zıpkın

1) Uzun ve düz bir sopanın ucuna yan yana çentikler açın. Böylece dikenleri rahatça takabilirsiniz. (resim 1)
2) Dikenli sopalan zıpkının ucuna çepeçevre dizip bağlayın. Balığın ağırlığını taşıyabilecek kalınlıkta olsunlar. (resim 2)
3) Nehir dibine veya kayalara vurarak zıpkının dikenlerine zarar vermemeye dikkat edin. Balığı kıyıya alırken bir ağ kullanmak akıllıca olur. (resim 3)

Balık tutarken dikkatli olun

Yaptığınız balıkçılık malzemelerini çok dikkatli kullanın. Kolaylıkla kırılabilir, avınızı ya da dengenizi kaybetmenize sebep olabilir. Eğer suya düşerseniz boğulma tehlikesinin yanı sıra zatürree olabilir veya sudan kaynaklanan enfeksiyonlardan birini kapabilirsiniz. Destek alabileceğiniz ve basacağınız yeri yoklayabileceğiniz bir sopa olmadan çamurlu sulara girmeyin. Bazı etçil hayvanların da civarda avlanıyor olabileceğini asla unutmayın.

Hayvanların su içtiği yerlerdeki izleri kontrol edin ve kendinizi etçil bir hayvana yem olarak ikram etmediğinizden emin olun.

Kendinden gerilmeli olta

Kendinden gerilmeli olta bir anlamda otomatik bir olta olarak değerlendirilebilir. Balık, yemi yuttuğunda olta çentikten kurtulur ve kamış geriye doğru çekilir. Böylece olta balığın ağzına saplanır.

Akıntı Oltası

Suyun içinde ne kadar çok olta varsa bir şeyler tutma şansınız o kadar artar. Ama bu yöntemi uygularken avladığınız balığı diğerlerinin kemirme tehlikesi vardır. Akıntı oltasını sadece survival durumunda, tatlı su ya da küçük körfezlerde kullanın.

Buz üstünde balık avlama:

Bir buz testeresi ya da bıçak yardımıyla kıyıya yakın bir yerde delik açıp buzun en az beş santim kalınlıkta olduğundan ve ağırlığınızı taşıyabileceğinden emin olun. Yaklaşık otuz santim eninde bir balık deliği açın. Deliği buzu kırarak açarsanız buzu zayıflatabilir ve ağırlığınızı taşıyamamasına neden olabilir ve dolayısıyla buzlu suya düşebilirsiniz. Ucuna yem taktığınız oltayı, deliğin üzerine koyacağınız bayraklı sopaya bağlayın.

1) Oltanızı bayraklı sopaya bağlarsanız sürekli elinizde tutup kontrol etmek zorunda kalmazsınız. (resim 1)
2) Eğer bayrak dikleşirse bir balık yakaladınız demektir.

Kaynak: http://mustafagallen.com